30 Kayınvaldemin Hayatı Adnanın Çocukluk yılları



Sene 1973,  20  Ocak, Adnan sabah  daireye gitmek için hazır. Her gün ki  gibi  annesine  allahaısmarladık  demek  için odasına  giriyor,  girmesi ile bağırması bir oluyor. Bende ne var diye koşuyorum. Annesi  yerde yatıyor,  ölmüş. Şok oluyoruz.  Bir an  ne olduğunu  şaşırıyoruz. Kayınvalidem, her zaman, Allahım, yatırıp ta kapılara baktırma diye dua ederdi. Tam istediği gibi olmuş. Serap ta  okula gitmek için hazırlanmıştı. Onuncu  sınıfta, o günde  bir imtihanı vardı. Ona telaşımızı  belli etmeden, hadi kızım sen okuluna git, akşamda  eve gelme dedik. Göztepe’de  görümcemin  kızı  oturuyordu. Onunda  anneannesi, ama  yeni doğum  yaptığı için gelemez  üzülmesin, sen otur ablanla gecede kal onlarda dedim. Ondan sonrası malum. Koşuşturmalar telaşeler.

Kayınvalidem  82  yaşında  vefat etmişti. Kendisi,  Adnan’ın babası ile evlendiğinde  32 yaşındaymış,  3  çocuk  varmış  evde. İlk başta Üsküdar da oturmuşlar. Adnan doğduktan sonra, Göztepe 2. Orta Sokak ta,  8 dönüm bahçesi olan, büyük bir köşk  alıp oraya  taşınmışlar. Babası Yeni Camide imam, aynı zamanda  Süleymaniye de  kütüphane müdürü imiş. Çok otoritermiş. Karısı da, çocuklarda  babalarından  çok  korkarlarmış. Adeta evde  terör  estirirmiş. Bahçe büyük, ev büyük, 3  üvey  çocuk,  kendi çocuğu  daha  bebek,  kayınvalidenin bayağı zor işi.  Evde  ayrı, bahçede ayrı, her zaman  yardımcılar olurmuş.  Ne kadar yardımcı olursa olsun  evin hanımına da iş çok. O zamanlar hiçbir teknoloji aleti olmadığından, işler  daha da zordu  tabii. Birde  eskiden  o kocaman  evin  kocaman  odaları,  yerler tahta.  Kayınvalide de  titiz, tahtalar  silinecek  tahta fırçası  ile fırçalanacak, tertemiz ve  sarı olacakmış. Kocası  kızarmış  bu titizliğe  ama nafile, o severmiş  bu sarı  tahtaları. Fırçalamış ama   işte sonunda onunda böyle beli bükülmüş. Tahtaları fırçalar, eğer kurumazsa kocası gelince kızacak, ne yapsın ütü ile kurutmaya çalışırmış. Ben onu 62 yaşların da  2 büklüm olmuş haliyle  tanıdım. Adnan da  bana  annesinin  bu titizliğini  anlatınca, aman ne olur evde   tahta kalmasın, senden başka hiçbir şey istemem, evi  muşamba  kaplat dedim. Ne dersiniz, acaba evi    böyle muşamba kaplattığım için bana kızdı mı. Onun eğlencesini mi aldım elinden. Halbuki karşılıklı ne güzel tahtaları fırçalar dururduk. Fırçalamak, sonra ütülemek ne güzel eğlenecektik.

Kocasının huysuzluğu kendi titizliği iyice yormuş kendini. Romatizmadan bacakları ağrırdı, beli bükülmüştü zor yürürdü. Bana gelen arkadaşlarımı esir alırdı, karşılarına oturur, hastalıklarını anlatır.  Zor yürüdüğünden,  ağrılarından şikayet ederdi. Kocası da huysuzluğu ile karısını da çocukları da bayağı korkutmuş. Büyük  oğlan  okumak, askerlik derken  uzaklaşmış  evden. Kızları evlenmiş, ortanca oğlan ise çok üzmüş anneyi.  Adnan da top oynamayı  çok severmiş  gizli gizli  hep oynarmış. O zamanlar her yer boş,  oyun sahası çok.  Karşılarında ki  arsada hep oynamak istermiş. Annesi de  baba gelecek  Adnan’ın  top oynadığını görecek diye çok korkarmış ama  ne fayda  söz dinletemezmiş ki. Korktuğu oluyor. Bir gün baba erken geliyor eve,  karşı arsada oynayanların arasında  Adnanıda görüyor,  ama  ses çıkarmadan bir vakit seyrediyor. Bakıyor bayağı güzel oynuyor. Seyrediyor ve sonunda müsaade çıkıyor. Aman ne büyük saadet. Eskiden böyle idi, top oynamak,  voleybol oynamak,  koşmak,  spor la uğraşmayı  ailelerde  istemez, okulda öğretmenler de hiç istemezlerdi. Hele derse rastlayan bir çalışma olurda, çocuk derse girmemişse sıfırı alırdı.

Büyük köşkün büyük bahçesinde neler yetiştirilirmiş. Eski köşklerin bahçelerinde mutlaka  üzüm bağları olurdu. Pek çok sebze evden yetişirdi. Evin ihtiyacı karşılandıktan sonra, fazlası ile turşular kurulur. Reçeller yapılırdı. Evlerin alt katlarında kilerler olur, raflara bu yapılan kavanozlar sıralanırdı. Meyvelerin yumuşakları  ile, şimdiler de hiç bilinmeyen, tükenmez denen bir içki yapılırdı. Bir küpte  yumuşak meyve ve su. Birkaç gün sonra çok sevilen ekşi bir içki olurdu. Alttaki musluktan alır içersin, üstüne de tekrar su koyarsın. Bu böylece bir vakit  devam ederdi, o yüzden adı da tükenmezdi. Ne kadar sağlıklı  bir içki, vücuda ve mideye lazım olan bakteriyi alıyorsun. Onun yerine bu günlerde Aktiviya yiyoruz. Ayrıca  sirkede evde yapılırdı. Sebzelerden de kış için kurutulanlar olurdu. Dahası da üzüm bağlarının kurumuş dalları, ağaçların kurumuşları  kışın yakmak için demet yapılırdı. Bu işler de evin çocuklarına düşerdi. Eski köşklerde her çeşit hayvanda beslenirdi. Tevfik bey de çok severmiş hayvanları, her zaman kedi, köpek, tavuk, keçi beslenirmiş bahçelerinde. Benim kızım şimdi bu yazıyı okuyunca ne diyecek acaba. Bende dedeme çekmişim demek,  bende öyle bir hayat istiyorum diyecek. Arka bahçede  meyveler, sebzeler.  Ön bahçede de çam ağaçlarının altı çok güzelmiş. Eskiden Erenköy Göztepe de  hep paşaların  köşkleri  olurdu. Adnanın babasının evinin etrafında da paşalar otururmuş, bu paşalar Tevfik beyide, bahçesini de severler o çamların altında nargile içmeye gelirlermiş.

leytil@gmail.com





Adnan annesi, babasi ve Hikmet agabeyi ile
Adnanın Çocukluguu.


Adnan çok iyi futbol oynardı
Like · · Unfollow Post · Promote · cuklugu