|
Bagdat caddesi 1945 Babam ve iki ağabeyim. |
|
Kadıköyaltıyol Modaya çıkan yol. |
1942
de Kadıköy’e taşınmıştık. Buraya da alışmış, sevmiştik. Hep sokağa
çıkıp yürüyor, etrafı tanımaya çalışıyorduk. En sevdiğimiz yol, altı
yoldan Modaya sapılan yoldu. Orada bir yüncü vardı hep uğrardık. Sonra
resimci, ismi bile aklımda, Suat. Ya onun yanında, ne vardı dersiniz.
Tuvaletler. Aklınız alıyor mu, orada tuvaletleri. Daha yukarılara
gittikçe, 2 veya 3 katlı evler, altlarında küçük dükkânlar. Berber de
vardı buralarda birde hatırladığım, o zamandan bugüne gelen iç çamaşırı
satan Kanarya. Şimdiler de oraya uğradığım zaman eskiyi hatırlarım.
Dükkânlar küçüktü, pasaj diye bir şey yoktu. En ihtişamlı Opera
sineması idi. Sonra Süreyya sineması. O sinemalara gitmek en büyük
zevkimizdi. Sinemaların tam karşısında, annemin beni götürdüğü doktorum
Müfide Hanım.Oradan Modaya kadar yürürdük. Mühürdar yolunda
yüksek olmayan apartmanlar, Modaya yaklaşınca da bahçe içinde hep ahşap
köşkler vardı. Moda çok güzeldi, ağaçlar çamlar arasında, grubu pek
güzeldi. O zamanlar vapur iskelesi vardı. Vapur işlerdi Modaya. Modanın
pilajıda çok sevilen plajlardandı. Ayrıca kadınlar plajı da vardı.
Mühürdar
dan iskeleye inerken Hale sineması ve 2 katlı ahşap evler vardı.
|
1950 li yıllarda Kadıköy Altıyol. |
|
KadıköyAltıyoldan iskeleye iniş. |
Kadıköy’den Bostancı ya tramvay işlerdi. Birinci ve ikinci mevki vardı
yazları açık tramvaylar çok sevilirdi. 60 lı yıllara kadar işledi sonra
yerine otobüsler kondu. Kadıköy den Modaya, birde Kadıköy’den Gazhane ye
tramvay vardı.
Kadıköy den Kuşdili parkına doğru ve Kurbağalı
Dere kıyılarında ahşap evler vardı. Fenerbahçe stadı ve hemen yanında
duvarı ortak olarak, Kadıköy ün tek erkek ortaokulu vardı. Kadıköy ün o
tarihlerde tek erkek lisesi de Haydarpaşa Lisesi idi. Mühürdardan Modaya
giderken de kız lisesi vardı.
Altı yolda bir tarafta yazdığım
gibi resimci, yüncü, tuvaletler diğer tarafta da boş bir arazi,
aşağılara indikçe bahçeli küçük ahşap evler. Altı yoldan tren
istasyonuna inerken, birde aradaki yollarda, 2 katlı cumbalı ahşap
evler, yine küçük dükkanlar. Bu küçük dükkânların biri de, müzik
aletleri sattığı için aklımda kalmış. Altı yoldan iskeleye kadarda yine
küçük dükkânlar. İskele çarşısında, Hacı Bekir şekercisi, Baylan
pastanesi, Mehmet Efendi kuru kahvecisi, en eski dükkânlardı. Birde her
şeyin bulunduğu İngiliz kooperatifi vardı. O zamanlar da Anadolu
yakasında hiç pasaj bilmezdik.
|
1955 Kadıköy çarşı. |
Aradığımız şeyi Kadıköy de bulamazsak
Beyoğlu’na veya Mahmutpaşaya giderdik. Dikeceğimiz elbisemize uygun
ipliği de Beyoğlunun pasajlarından alırdık. Kumaşımız ipekse uygun
ipliği ancak o pasajlarda bulurduk. Kaç gram istersiniz diye sorarlar
ona göre sararlardı. O pasajlardan birde şapka almaya giderdik.
İstediğimizi bulamasak ısmarlardık. Şapkamızın kıyafetimize uyumlu
olması şarttı. Bir nikâha giderken mutlaka güzel giyinirdik. Şapkamız,
eldivenimiz, eşarbımız uyumlu. Çanta ve ayakkabımız takım olurdu.
Şimdiki gibi blucin ile gidilmezdi. Zaten yoktu. Günlük kıyafetlerimiz,
diz kapağında altında, veya biraz üstünde olurdu. Mini veya uzun etek
giyilmezdi. Düğüne giderken tuvalet giyerdik.
|
1950 li yıllar Kadıköy iskelesi. |
Cumartesi günleri
Beyoğluna sinemaya giderken de güzel giyinirdik. O günleri, Kadıköyken
Karaköye giden 12:30 -13:00 arası vapuruna binen hanımların şıklığı
görülmeye değerdi. Şimdilerde o hanımlar nerde derseniz, araba da
gezdiklerinden göremiyoruz herhalde. O tarihler de köprü yok, haliyle
karşıya vapurla geçilecek. O yüzden şık hanımları görme imkânı olurdu.
Son vapuru da kaçırmamak için çok dikkat edilirdi.
|
Kadıköyi skelesinde yandan çarklı vapur..
1952 senelerinde en son işledigi günlerde. |
Kadıköy ün en
sevilen yolu Bağdat Caddesi . O yola bu isim nasıl verilmiş. Osmanlı
Padişahı 4. Murat, Bağdat ı İranlılardan almak için yola çıkar, ilk önce
Üsküdar meydanından başlayıp, Karacaahmet mezarlığının arasından, sonra
Haydarpaşa çayırından geçer. Bostancı köprüsüne kadar gider, buradan da
yollarına devam eder. Zaferle dönüldüğü için bu yola Bağdat Caddesi
denmiş. Uzak yollara giderken bu yol kullanılırmış. Bu yol üstündeki
Haydarpaşa çayırındaki çeşmeye de ayrılık çeşmesi denmiş.
2.
Abdülhamit döneminde, Osmanlı paşaları, devlet görevlileri, Bağdat
Caddesinde ve Kadıköy’de köşkler yaptırmıştır. Kadıköy Bostancı
arasındaki tramvayların açık olanına binip, oradan geçerken köşklerin
güzelliğini seyretmeye doyum olmazdı. O senelerdeki, Bağdat caddesinin
boşluğunu gösteren bir resim koyuyorum, aynı zamanda o resme bakınca,
yol o kadar boşken açılan bakkala, neden şaşkın bakkal denmiş
anlaşılıyor.
Kadıköy’deki meşhur Boğa heykeli de 1864 de Paris te
yapılmış. Almanlar Fransızları yenince heykel Almanya ya getirilmiş. 1.
Dünya savaşından sonrada Alman Kralı 1917 yılında güç simgesi olarak
Enver Paşaya hediye etmiş.1969 da Kadıköy’e getirilmiş.
|
Moda. |
|
Fenerbahçe. |