31. 1974. 1975 Feneryolu Sanat Okulu

Kızım lisede, artık onun geleceği saatte evde beklemiyordum. Ben de Feneryolu pratik sanat okuluna gitmeyi düşündüm. Oradan geçerken güzel şeyler görüyordum, bende gidip bu yenilikleri öğreneyim dedim. Ablam desinatördü. Vakko da,  Erko da  eşarp  desenleri yapmıştı, artık  evde dinleniyordu, oda heveslendi beraber gidelim dedik. Hocamız zevkli idi güzel şeyler gösteriyordu, bizim yaptıklarımızı da çok beğeniyordu.  Ben size bir veriyorum,  siz üstüne 10 katıyorsunuz diyordu. Dediği gibi bir örnek verdi mi biz ondan neler yaratıyorduk. Bir gün bir çanta gösterdi, biz onu şekilden şekle soktuk, sonunda o senelerde çok beğenilen bir çanta çıktı ortaya. Birkaç arkadaş bayağı çantacılığa başladı, iyi para kazandı. Benim komşu arkadaş istediği için bende onunla konuya komşuya yaptık. Zaten ben ne yapmaya başlasam oda heveslenir beni teşvik ederdi. Bende boş durmayı sevmediğimden birlikte hep bir şeyler yapardık. Ne görsem üstüne ben de bir şeyler katıp, boyuna üretiyordum. Yatak takımları yaptık o senelerde.  İşli dantelli, fistolu, yatak takımları modası vardı. Makinede örgü,  el örgüleri, şimdide çantalar.
Feneryolu öğretmen ve arkadaşlar çantalar ile

Hocamızı,  arkadaşlarımızı sevdik, çok eğlenceli oluyordu. Sonraki senelerde değişik derslere de devam ettik. Her gittiğimiz derste öğrendiğimizin üstüne zevkimizi katınca çok güzel şeyler ürettik.  Bir gün bir akraba düğününe Shereton oteline gitmiştik. Yengem le hadi şöyle etrafı bir dolaşalım dedik çok güzel dükkânlar vardı.  Yengem şöyle bir dükkânım olsun istiyorum dedi, bende örgülerim,  yaptıklarım böyle bir dükkânda satılsın isterim dedim.  Sonra da niye olmasın deyip, yaptıklarımı getirip gösterdim,  bayıldılar, getir satarız dediler. Bu dükkânın esas sahibi Nişantaşı’nda ki dükkânda bulunurmuş.  Hem Sheraton da hem Nişantaşı da satılmaya başladı benim bluzlar. Yengemler de artık İstanbul a dönmüşlerdi,  Kadıköy de oturuyorlardı. Kadıköy Mühürdarda çok güzel bir dükkân açtı. Yün satıyordu, arkadan yün butik oldu. Oda çok güzel işler yapmaya başladı. Demek o günü orada o kadar canı gönülden istemişiz ki ikimizin de istediği oldu.

Kartopu defilesinde Sema Yunak ve dansçılar
Derken beni Kartopuna tanıttılar. Yün örgülerim, Bağdat caddesinde açtıkları mağazada satılmaya başladı. Arkadaş bana yetişmez oldu. Başka hevesli biri daha lazımdı, oda oldu. Liseden yeni mezun olmuş bir genç kız geldi,  o kadar meraklı, o kadar güzel örüyordu ki, herkesin bayıldığı harika şeyler yapmaya başladık.  Kartopu,  Hilton Otelinde bir sergi ve defile yapacaktı. Birçok manken bluzlarımızı giyip sergilediler. Mankenlerden biride Sema Yunak idi. Birde yeni danslar çıkmıştı, o dansçılara da kıyafet ördüm makinede. Dans ettikçe püsküller sallanıyordu. Çok güzel olmuştu. Mankenlerde bluzları o kadar değişik giymişler diki, açık yakayı ters giymişler, takılar takmışlar, kendi ördüklerimizi kendimiz tanıyamadık. Sonunda da gelin başına para atar gibi yünleri serptik bütün misafirlere. Artık Kartopunun Almanya da fuara gidecek bluzlarını da biz örmeye başladık. Derken televizyon reklamları. Çok zevkli bir çalışma oluyordu. Bana yardım eden genç kızda yetişmeyince annesi ve ablasıda heveslendiler onlar da katıldı bize, Birlikte pek güzel çalışmalarımız oluyordu.  .