45. Amerika`da Doktora Yılları


Kızımızın Amerika dan yazdığı mektupları çok seviyorduk. Aynı arkası yarın gibi yazıyor, bizde postacının yolunu bekliyorduk.  Şimdi o mektupları tekrar okuyorum. O günleri tekrar yaşıyorum. İyi ki varmış o mektuplar diyorum.

Ben bu mektupları okurken. Can Dündar`ın kaleme aldığı bir kitap geçti elime. Erdal İnönü de 1947 senelerinde, master ve doktora yapmak için Amerika ya gitmiş. O günlerde, babası ile karşılıklı yazdığı mektuplar vardı o kitapta. Okuyunca o kadar hoşuma gitti ki. Erdal İnönü`nün yazdığı mektuplarla kızımınkiler aynı idi. Biz o mektupları nasıl bekliyorsak, İnönü`lerin evinde de bekleyiş aynı idi.

İkisi de Fizik okuyorlar. Hocaları ile ilişkileri, aldıkları dersleri, çalışmaları, sınav sonrası acaba ne not alacam diye meraklanmaları. Bizlerinde burada merakla bekleyişimiz. Telefonla bildirme imkanı olmadığı için, onlarda bizde gözümüz yolda postacıda idi. Erdal İnönü`nün de, Serap`ın da aldığı notlar A ve B idi, C de olabilirde, D alırlarsa pek üzülürlerdi. Arada sene farkı olmasına rağmen, kitapta yazılan, anlatılan sanki benim kızımdı.

Erdal İnönü`nün bir cumhurbaşkanı çocuğu değil de, halktan bir talebe gibi, babasının yolladığı para müfettişlik yolu ile belirleniyor. Ancak o kadar para yollanabiliyor. Bu paraları da idareli kullanıyor. Babası paran yeterli oluyor mu diye sorunca, kendi de kuruşu kuruşuna hesap ediyor, ne kadar parası olduğunu yazıyor. Üzülmeyin yetiyor diye anlatıyor. Serap`ta asistanlıktan aldığı parayı bize yazar, nasıl idare ettiğini anlatırdı. Aldığı dersleri, notları, parasının ne kadar olduğunu anlatması, aman ne kadar da Serap`la aynı. Okurken şaşırıyorum.

Serap bir mektubunda, sizleri çok özledim, gelmek isterim ama, yazında ders verirsem bana faydası olacak diyordu. Aynı şekilde Erdal İnönü de, ailesi ile karşılıklı özlemlerinden bahis ediyor, sonrada yazın gelmesem de laboratuvarda çalışsam diyor. Araştırma için, çekirdek fiziği laboratuvarında iş buldum. Bir müddet marangozluk, lehimcilik vs işler öğreneceğim diyor. Orada gördüğü bir araştırma konusu da hoşuna gidiyor. Atom bombardımanında kullanılacak,  yüksek potansiyel jeneratörü imal ediyorlar. İki kişi bu işle uğraşıyor bende onlara katılacam, aletin nasıl yapıldığını iyice öğrenebilirsem, bizim memlekette uygulanması için iyi olur diye düşünüyor. İnönü oğluna gazeteler yollarmış. Türkiye den haberler yazarmış. Bizde mektubun içine, gazeteler den kesilmiş havadisler koyardık. Erdal İnönü de, Serap`ta, gazetelerdeki bu memleket haberlerini çok severlermiş, merakla okurlarmış.

Erdal İnönü master ve doktorasını, Los Angeles, Pasedena daki  Caltech Üniversitesinde yapmış. 50 sene sonra kızımda doktora ötesi projeleri için  iki sene  Caltech Üniversitesinde çalışmıştı. Okulları aynı, oturdukları evleri de aynı sokakta imiş.
Birde Erdal İnönü`nün, en son geleceği sıra, annesinin istediği bir şey var ki, onu da yazmadan geçemiyecem. Bakın o zaman Türkiye de neler yokmuş. Birde o zaman insanların ne kadar kanaatkar olduğunu görün. İstediği şey şöyle. Oğlum orada plastik mandallar varmış, onlardan bana getirebilir misin?

İşte yokluk yıllarımız. Serap`ta zaman zaman sorardı bize, istediğiniz bir şey var mı diye. Masraf ettirmemek için istemeye çekinirdik. Asistanlık parası ile kendi ancak geçinsin derdik. Yinede dayanamaz bir şeyler isterdik.