55. Güney Kutbunda Yılbaşı

Güney Kutbundaki ilk iki günümü hem doktorun hem de arkadaşların uyarısı üzerine yavaştan aldım, daha tam olarak çalışmaya başlamadım. Herhangi bir rahatsızlıkta hissetmedim. Kahve içmemem lazımdı, kafein dehidrasyon yapar, başım ağrır diye, ama ben kahve içmezsem başım ağrır dedim ve de o hususta kimseyi dinlemedim. Artık iyiyim ben işe başlıyım dedim ama bu seferde yılbaşı eğlenceleri için hazırlıklar başladı.

Güney Kutup noktasında yılbaşı nasıl kutlanır? Bütün meridyenlerin birleştiği noktadayız, saat diye bir kavram yok. Yılbaşını hangi saatte kutlasak acaba? Burada saati belirleyen tek şey yemek saatleri. Yılbaşı aksam yemeği için şef çok özel yemekler yapmış, olağan üstü bir sanat eseri gibi de sergilemiş. Meğerse şefimiz New York’un ünlü şeflerinden biriymiş. Çok eğlenceli bir yemekten sonra canlı müzik başladı, gitarlar davullar, tam takım bir grup kuruldu, yemekhane diskoya dönüştü. Hala karar verememiştik yılbaşını ne zaman kutlasak diye. Birinin aklına geldi, ben 24 saat boyunca her saat başı kutup noktasındaki işaret kazığına gidip öyle kutlayacağım dedi. Niye olmasın iyi fikir dedik, bizde ona katıldık, 3-4 kere yılbaşı kutladıktan sonra birazda sarhoş olmaya başlayınca dışarı çıkmak zor geldi, vaz geçtik. Ertesi gün öğrendik ki iki kişi gerçekten 24 saat boyunca her saat başı yılbaşını kutlamış. Ve de bunu yapan ilk kişiler olarak da Guinness Dünya Rekorları tutanağına geçmişler. Burada ne yaparsan bir ilk oluyor, o yüzden her gün heyecanlı geçiyor.

1 Ocak 1992. Yılın ilk günü, Güney Kutbunda büyük bir tören var. Yeni kutup noktası belirlenecek, eski kutup noktasındaki işaret kazığı ve Güney Kutup tabelası yeni yenine törenle taşınacak. Kutup noktası niye mi değişiyor? Dünyanın ekseni tabiki değişmiyor, ama kutbun olduğu yer büyük bir buzul nehrinin üstünde, her sene 10 m kadar kayıyor. Her sene resmi bir görevli geliyor, ölçüp biçiyor, dünyanın eksen noktasını buluyor, yeni kazığı dikiyor.

Bütün herkes toplandık kutup işaretinin etrafında. Bu noktaya ilk gelenler Norveçli Roald Amundsen ve Ingiliz Robert Falcon Scott’i anıp söyledikleri cümleleri tekrarladık. Yeni direk dikildikten sonrada sırayla her birimiz çekiçle çakıp bu tarihi olayın içinde bulduk kendimizi. Bu beni çok duygulandırdı.

Hava ısısı genelde -25C, -30C civarlarında, rüzgar olmadıkca çok kuru, içe işlemeyen güzel bir soğuk oluyor. O koca parkanin, ve çizmelerin içinde terliyorum bile. Ben çoğu kişiden daha dayanıklı çıkdım soğuğa.