53. Antarktika’ya Yolculuk

Kızımın ilk Antarktika yolculuğunu kendi ağzından size aktarmaya devam ediyorum. Bundan sonra 15 kere daha gitti Güney Kutbuna, ama bu ilk yolculuğu ilk heyecandı. Antarktika’nın kıyısındaki McMurdo araştırma istasyonuna indiler. Oradan devam edelim:
Erebus yanardağı, Ross Island, Antarktika
Her taraf bembeyaz, göz kamaştırıcı bir ışık. Ufukta dört tarafımız bembeyaz dağlarla çevrili, bembeyaz dümdüz çanak gibi bir yerin ortasındayız. Nereye indiğimizi tam anlayamadım. Deniz buzu üstüne mi indik karaya mi indik belli değil. Masmavi gökyüzünde, uzakta Erebus yanardağı bütün heybetiyle kendini belli ediyor. Bembeyaz tepesinden gazlar çıkarıyor.Ama askerler bizim etrafa dağılacağımızdan korkup bize zaman vermiyor, sadece tuvalet için 15 dakika. Askeri tanka benzeyen vagon gibi bir aracın içine dolup, hemen kasabaya doğru yola çıktık. Yarım saat buzların üstünde tangır tungur çok sarsıldık ama o manzaraya değdi tabi ki. Erebus dağına iyice yaklaştık, onun lavasından oluşan yarımadaya tırmanmaya başladık. İşte o anda esas Antarktika kıtasına ayak basmıştık. Meğerse uçak deniz buzu üstüne inmiş. Tam deniz buzu ile karanın birleştiği yerde ufak ufak gölcükler, delikler var, hepsinin etrafı fok baliği dolu. Tepeyi döner dönmez manzara değişiyor. Kapkara lava toprağı, çakılı üstüne kurulmuş yeşil yeşil barakalar görüyoruz. Burası Yeni Zelanda’nın araştırma istasyonu. Sadece haftanın iki günü belirli saatlerde oraya gidebilirmişiz. Zamanımız olsa da gidebilsek. Fok balıklarını biraz daha yakından görmek isterdim.

İkinci tepeyi dönünce önümüze kapkara büyük bir koy çıktı, uzaktan da McMurdo kasabası göründü. Çok çirkin bir baraka yığıntısı. Antarktika’nın o el değmemiş güzelliğine hiç yakışmadı. Bütün işletme askerlerin elinde. Bize de çok sert davranıyorlar. Bilimcilerin şakalarından da hiç anlamıyorlar. Ufak bir baraka önünde indirildik. McMurdo’da da kalan yolculuk arkadaşlarımıza veda ettik. Güney Kutbuna devam eden sadece 5 kişi kalmıştık. Uçağımızın ne zaman geleceği belli değilmiş. Oturup bekleyin dediler. Bir yere de ayrılmak yok. Çok şanslıydık. 3 saat sonra uçak geldi. Duyduğumuza göre bazen 15 gün beklenebiliyormuş. Her şey hava durumuna bağlı.

Beardmore Glacier, dünyanın en büyük buz nehirlerinden biri.  Güney Kutbu yüksek ovasından McMurdo yönüne akıp Ross Adası'nın etrafındaki buzulları besler.

   
Geldiğimiz tepeleri tekrar tırmanıp, yine buzların üstünde yarım saat gittikten sonra bizi Güney Kutbuna götürecek uçağı gördük. 5 kişiyiz, bütün uçak bizim derken yine oturacak yer yok. Her yer kargo dolu. Ama bu sefer öğrendim. Hemen arka cama. 3.5-4 saatlik yolumuz var, rüzgârın yönüne bağlı. 40 dakika sonra Antarktika’yı doğu bati diye ikiye bölen Transantarktik dağ kümesi görünmeye başladı. 1.5 saat kadar tam üstlerinden uçtuk. Tepelerine kadar buza gömülmüş dağları, tepelerinden inen buzulların nehir gibi kaymalarını seyrettik. Dağlar bittikten sonra artık 4 km yükseklikteki Bati Antarktika ovasına doğru yükselmeye başladık. Ne olsa askeri uçaktayız. Kabin basıncını bizim rahatımız için değiştirmek falan yok. Yavaş yavaş hem soğuğu hem de oksijensizliği hissediyoruz. Son bir saat bembeyaz dümdüz kağıt gibi bir yerin üstünden uçuyoruz. Hiç dünyaya benzemiyor. Biz hangi gezegendeyiz acaba?

leytil@gmail.com